18 Nisan 2011 Pazartesi

Ö-Z-L-E-M

Neler oluyor hayata
Neler oluyor yağmura
Neler oluyor insanlara
Neler

Hoşçakal demek isterdim. Ben bir süreliğine gidiyorum arkadaş, kapsama alanının dışında olmayacağım ama ulaşılmak değil ulaşmak istediklerim olsun bir süre ben de...En azından bir mola vermeli insan . Aynı maçlarda alınan kısa molalar gibi. Neden mi? Açıklamalı mıyım ama açıklamak istemiyorum. Sadece öyle hissediyorum.
Çayır çimenlerde koşup, kendimi yerlere atmak istiyorum. Paçalarımı kıvırıp ayaklarımı suya sokmalıyım, hatta aynı çocukluğumdaki gibi ayağım kaymalı ve oturmalıyım popomun üstüne . Ne güzel olurdu....
Bisikleti kullanmayı bilmemeyi ve üstüne binip duvara toslamayı isterdim.
Arkadaşlarımla iddalaşıp bu acı biberi kim yiyecek diye koca bir ısırık almak isterdim.
Annemin üstümü ıslattım diye terliği ile masanın etrafında beni kovalamasını isterdim.
Yazın zorla öğle uykusuna yatırılıp annnemi uyutup sokağa kaçmak isterdim.
Çok yağmur yağdığında saçak altlarına girip ördek gibi yıkanmak isterdim.
Kuka - ortada sıçan- öğretmencilik vs vs vs oynamak isterdim.

O kadar çok şey isterdim ki. En çok da ne isredim???
Evet biliyorum kısa bir sürede olsa ruhumu özgür bırakıp içimden geldiği gibi yaşamak isterdim...

1 Nisan 2011 Cuma

ACI ÇOK ACI BU HAYAT


                                                                                                                 

Filozof Arthur Schopenhauer ne demiş?
Demiş ki :
"Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısındaki herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısında ise tersini. ikincisi o kadar güzel değildir, ama daha öğreticidir, çünkü iplerin birbirine nasıl bağlandığını görmemizi sağlar."
Mutluluk dediğin kalıcı değildir. Acıdan başka gerçek yok mu bu dünyada. Neden acılar daha çok tesir ediyor insana?
Eskiden telefon çaldığında hep yüreğim heyecanla çarpardı .Şimdi ne oluyor? "Allahım kime ne oldu" diye açıyorum.
Yoruldum bu duygudan, yoruldum gerçeklerden, yoruldum, yoruldum, yoruldum...
Sık sık haytımıza giren şu büyük acılar olmasa.
 Ne güzel bir dünyada yaşıyordum son altı aydır. İlla bu kocaman fanusuma girmek isteyen davetsiz misafirler olmak zorunda mı?

"Büyük acılar daha önemsizlerinin hissedilmesini engeller ve tersine, büyük acıların yokluğunda en küçük dertler ve sıkıntılar bile bize büyük acı verir." demiş Schopenhauer.
Eğer tercih hakkım varsa ben çokta olsa küçükleri istiyorum...