Ben kötü bir anneyim.
Daha bu dakikalardan 15 günün nasıl geçeceğini düşünmeye başladım. Sebep şu aptal çizgi filmler, içim daraldı. Ya PSP ya bilgisayar ya tv ya da ...
Başka bişey yok vakit geçirmek için en azından kendi oğlumda.
O kadar hazıra alışmış ki adam oyun üretemiyor, kendini oyalayamıyor. Hatanın bir parçası da bizde galiba. Aman oğlum yorulmasın, aman mutlu olsun derken çok ama çok armut piş ağzıma düş yaşam tarzını öğrettik.
Ne değişti?
Ne değişti 40 yılda?
Kar bile yağsa sokakta oyun oynardık.
Yağmur yağsa saçak altlarında yağmur suyuyla çocukça duşumu da almışımdır:)
Sel basmıştır dedemin bodrumunu. Ayaklarımı sokmuşumdur o suya.
Koca koca çiviler bulup toprağa saplama oyunu az oynamadık.
Kuka, ortada sıçan, sek sek, öğretmencilik, evcilik vs vs vs...
Çıkamadığım zamanda evde karıştırmadığım h.lt kalmazdı:) Resim yapardım, keserdim biçerdim yeni şeyler oluştururdum.
Bugün düşünüyorum da ailem beni bunlar için hiç yönlendirmedi beni. O dönemlerde hafta sonu gece gezmeleri vardı. İki üç arkadaş başka bir odada hiç annelerimize bulaşmadan gece yarılarına kadar uyumadan oynardık. 3-5-8 i , erkek tavlasını, okeyi daha birçok şeyi o dönemde öğrenmiştim.
Tv bir kanaldı.
Bilgisayar yoktu.
Psp hiç yoktu.
Ancak daha mutluyduk.