10 Aralık 2010 Cuma

İDDİALIYIM HER ŞEY DE OLDUĞU GİBİ KAHVE YAPMADA DA...

                                                               
Dışarıda yağmur, ben ise artık evimdeyim.

Sabah gökgürültüsü, şimşek şakır şakır yağan yağmurda oğlumu servisine bindirdikten sonra biraz daha uyukladım, kahvaltımı yaptım. Kalktım makyajımı yaptım giyindim süslendim:) Çünkü; bir randevum vardı.
Yağmurun iyice yerle bütünleştiği sırada dışarı çıkmak zorundaydım. Çıktım. Ah çıkmaz olaydım:(

Şıp diye gidebileceğim bir yere bir saate yakın bir sürede gittim. Zaten bir halsizlik vardı.
Araçtan indiğimde dayak yemiş gibiydim. Neyse işimi gücümü hallettim.
Ve artık bir kursum var.
Sevgili arkadaşlarım, arkadaşımız kırka iki kala iyice cozuttu demeyin ama ingilizce kursuna kayıt oldum:)

O kadar süslen püslen; gezeceğim, tozacağım, alışveriş yapacağım derken zor attım eve kendimi.
Şimdiiiii kahvemi yaptım, ayaklarımı uzattım ve biraz hafifleyen yağmur eşliğinde geçtim bilgisayarın karşısına...

1 yorum:

  1. İngilizceyi hiç sevmedim ve nedense hayatımda hiç sevmediğim konularda üst düzey bilgim oldu!
    Kahvenin o son yudumuna bayılıyorum, hani tüm tadının, kokusunun, şekerinin çöktüğü, daha yoğun kıvamda olan son yudumu :)

    İngilizce ile ilgili birçok tavsiye alacaksın ama, benim tek söyleyeceğim, kesinlikle ve kesinlikle bu dili öğrenirken onu küçümse, tüm burnu büyük İngilizlere inat.

    YanıtlaSil