4 Aralık 2010 Cumartesi

BÖYLE SIÇRAMAK İSTİYORUM


Kan beynime çıktı. Neden?
İki saat sonra böyle birşeye sinirlendiğim için aptal kız diyeceğim.
Hayat akıp gidiyor. Peki biz kıymetini biliyor muyuz? Hiç sanmıyorum.
İlla kötü birşey mi olması gerek bunu farkedebilmemiz için. Ölüm gibi canımızı acıtan olaylarla mı kırbaçlanmamız gerekiyor. Öteki yanda kişilikmiş, özel hayatmış, özel alanmış ıvır zıvır daha birçok özelleştirdiğimiz istekler için kır sevdiklerini. Hiç ama hiç adım atmak için uğraşmayalım. Anne karnım acıktı, beni beslermisin demek gibi bir şey herhalde.
Neyse nerden nereye geldim.
Esas amacım enseme yapışan şu ağırlıktan kurtulmak ve buna sebep veren şeyleri kafamdan atabilmek için karalamaya başladım.
Basit, boş kan sıçratan sebepler:
-Mutfak dolabından üzerine cam eşyaların düşmesi ve paramparça olması.
-Bir yandan temizlik yaparken bir yandan yeni kazalar olması.
-Ufuğun haddinden fazla okulu önemsememesi.
-Dışarı çıkmak isteyip de evde oturmak zorunda kalmam.
-Kahve yaparken son anda tertemiz ocağa kahveyi taşırmak.
-Aşağıda cam acıkmı diye bakma zahmetine katlanmadan birşeyler silkeleyen düşlüncesizler.
-Evli olduğumuzu unutup  ilişkilerini çocukça yürütmeye çalışanlar.
-Yere tükürenler.
-Yüzüme konuşamayıp arkamdan konuşan özgüvensizler.
-Benden birşey saklamayı becerebildiklerini sananlar.
-Dur sinirlenme denmesi.
-Hadi şu olmuş sende bir telefon açıp kutlayıver denmesi.
-Evin soğan kokması.
-Arada bir bende içmeme rağmen, evin sigara kokması.

Var mı? Başka.
Olmaz mı?

İnsanız, herkesin penceresine göre elbet vardır başka başka sıçramalar....

5 yorum:

  1. Aha sinir yapmissin, nasilsa gececek ama degil mi?

    YanıtlaSil
  2. Hem de nsaıl asıcım ya.
    Keşke kurban bayramı olsa ben de kasap olsam.....

    YanıtlaSil
  3. En sinirli olduğumuz an iki seçenek vardır ya, kendi kendine söylenerek bu siniri içinde yaşamak, ve o sinire sebep olan kişi, olay ya da nesnelerden çıkarmak hıncını.
    Geçenlerde bir üçüncü seçenek keşfettim, biraz garip, ilk anlamda "hadi canım" dedirtebilir, ama tecrübeyle sabittir, en azından bende :)
    Tamam, paylaşacağım kızmayın: Koşmak.... Evet koşmak. Ama nasıl biliyor musunuz deli gibi koşmak, nefesiniz tükenene kadar koşmak. Bahçeniz varsa orada ki nasılsa kimse görmeyecektir. Apartman dairesindeyseniz, merdivenleri hızla inmek ve sokaklarda koşmak. İşyerinizdeyseniz, ofisi terkedene kadar normal adım ama caddeye çıkar çıkmaz koşmak. Çevrenizdeki insanların size bakmalarına aldırış etmeyin:
    1. Nasılsa onları bir daha görmeyeceksiniz.
    2. 1-2 saniyelik bir dikkatleri çekme olacak, sonra herkes yoluna devam edecek.
    3. Herkes sadece ne için koştuğunuzu merak edecek, size, kimliğinize odaklanmayacak.

    Koşmak öyle birşey ki, siz koşarken tüm dünya duruyor gibi. Ha, bu arada nefes nefese kaldığınızda asla su içmeyin.

    YanıtlaSil
  4. Biliyor musun Kaan 6 aydır spora gidiyorum. Dediğini yapay ortamda ama gene de yapmaya çalışıyorum. Bu konuda sana kesinlikle katılıyorum. Hem de kan akmayan bir yöntem:)

    YanıtlaSil
  5. Sebepli koşamıyorum ben biliyor musun, ya da sebepli spor yapamıyorum. Bir nedenim olmalı kilo vermek ya da formumu korumak dışında. Bu anlamda spor salonu müdavimlerine özenmişimdir hep :)

    En son 1 aylığına hem de tüm olanaklarından yararlanma biçimiyle aldığım üyelik kartını bankamatiğe banka kartı diye sokmaya çalışırken bulunca kendimi.... anlıyorsun beni değil mi :)

    YanıtlaSil