1 Aralık 2010 Çarşamba

UÇAR GİBİ



Haydi Betül ben geldim, işim bitti hayatım:)
sesiyle küçük ve sevimli bilgisayarımı kapadım. Ancak şimdi bakma fırsatım oldu. Üzerinde oynamadan o günkü duygularımla...


Bursa -Kent Meydanı

Hava sıcak ama lodos ortalığı kavuruyor yada uçuruyormu demeliyim.Kendime sote bir yer buldum, kahvemi ve suyumu aldım. Arada kafamı kaldırıp ortalığa şöyle bir göz atıyorum. Birileri sağa birileri sola, birileri içiyor birileri yiyor, birileri kavga ediyor birileri gülüyor. Ben ise sessiz; kitabım ve bilgisayarım önümde, kahvem elimde sadece kendimi dinliyor, maziyi düşünüyorum. Maziyi düşünüyorum çünkü ; bugün (yazın 2 saat kadar diğer çocukluk arkadaşlarımında olduğu bir ortamda görüşmüştük) yaklaşık 20 senedir görmediğim geçmişimin güzelliklerinden biri olan,yüzü kadar gözlerinin içi daha da fazla gülen çocukluk, gençlik arkadaşımla kısa bir kaçamak yaptık. Buna vesile olan eşime teşekkür etmeliyim. O beni buralara getirmeseydi bu küçük kaçamağı yapamayacaktık.
Kısa ama dolu doluydu.
Kısa ama muhabbet doluydu..
Kısa ama mutluyduk.
Kısa ama geçmişimiz ve bugünümüz.
Kısa ama biz:)

Teşekkürler Dilek
Teşekkürler Bursa
Teşekkürler Sevgili Eşim.

3 yorum:

  1. ne ara bursaya gittin ne ara döndün şekerim? oturmaktan genişledim etrafı da göremiyorum galiba :)))

    YanıtlaSil
  2. Bu türden kaçamakları nasıl da az sıklıkla yapıyoruz değil mi? İşin tuhaf tarafı bu çok hak ettiğimiz küçük anlar için bunu sağlayanlara minnettar olmamız; hani bir lütuf, ödül ya da hediye gibi... Hayatımız mı bizi sıkıştırıyor, yoksa biz mi hayatımızı çerçeveliyoruz?

    YanıtlaSil
  3. Evet zamanla bazı şeyleri ne kadar az yaptığımı ve kaçırdığımı farkettim.Fırsatlar varsa değerlendirilmeli.
    Zamanla fırsatları değerlendirmeyi öğrendim. Hayata kesinlikle nasıl baktığımız önemli:) Tabi ki yanında seni destekleyenler varsa bu daha da motive edici oluyor.

    YanıtlaSil